Cennetten çiçek toplayanlara: TikTok iletişimi

0
308
@bellapoarch adlı kullanıcının viral olan videosu 36 milyondan fazla görüntülendi.

“Kısa, hızlı, dinamik ve eğlenceli videolar hazırla. Üstüne bir de müzik ekle. Kendi içinde temel kurgunu da yap ve paylaş.”

Bu tarif ile yüzbinlerce beğeni, milyonlarca kişiye erişim mümkün şu günlerde. Mecranın adı TikTok. Aslında pek yeni sayılmaz ama popülaritesinin her geçen gün arttığı kesin. Sosyal medyada her gün karşımıza en az 1 TikTok videosu çıkması çok muhtemel. Ya da bir yerde görüp güldüğümüz videoların kaynağı genellikle burası oluyor. Uygulamayı indirip kullanmadan bile TikTok tüketiyoruz aslında. Ben de bu Çin menşeli uygulamaya herkes gibi uzaktım, fakat demin de bahsettiğim gibi güldüğüm videoların sürekli bu platformdan çıkıyor olması ilgimi çekti ve heyecanlı bir iletişimci olarak indirip kullanmaya başladım. “TikTok ne yaaaaaa, offf cidden izliyo musunnnnn!?!” gibi tepkilerle karşılaştım çok kez. Çoğunuz hatırlar, Instagram’ın ilk zamanları da böyleydi. Herkes Instagram için çok “cool”du, kimse girmek istemedi başlarda. “Ergenler için”di orası falan. Günümüzde Instagram’ın hayatımızdaki yeriyle ilgili bir şey söylememe gerek yok sanıyorum. Birkaç sözüm var bu konuya dair.

INSTAGRAM REELS İLE “BEN DE VARIM” DEDİ

Sosyal medya, her iş sektörü için vazgeçilemeyecek olan ve yoğun yatırım yapılması gereken bir birim, bunu artık yazmaya gerek yok; yıl olmuş 2020. Ben biraz basın ve PR açısından bakacağım mevzuya. Özellikle Türkiye medyasına bakacak olursak, Instagram hep uzak durulan mecra oldu. İnternet gazetelerinin ve gazetelerin sosyal medya stratejileri sadece Facebook ve Twitter üzerine yoğunlaştığı için diğer platformlara genellikle hiç mesai harcanmadı. Fakat Instagram’ın da önemli bir etkileşim platformu olabileceğine dair güzel örnekler görüldükçe (NYT, WSJ vb. devler) bizim medyamız da Instagram’da içerik üretmeye başladı. İyi yapılan işler var, BirGün’ün Instagram atılımını buna emsal gösterebiliriz.

Haberler için çok uygun bir ortam değil aslında, link veremiyorsunuz en başta tık gelmeyecek ne gerek var şimdi ekstra mesai çıkarmaya! Ama öyle değil o olay. Platforma özel içerik üretmek kurumsal bilinirlik ve iletişim açısından kuruma çok şey kazandırıyor. Instagram’da ulaştığınız kitle ile Twitter kitlesi benzeşse de birebir aynı olmayabilir. Sizin derdiniz mesaj vermekse, her yerde olmak zorundasınız.

Instagram demişken, güzide platformumuz, yazının ana konusu olan TikTok’u feyz (ç)alarak yepisyeni bir özellik getirdi: Instagram Reels. TikTok’un neredeyse kopyası olan bu özellik de size üzerine müzik ekleyebileceğiniz kısa videolar oluşturma, bunları efektler ve geçişler gibi elementlerle kurgulayableceğiniz bir yer açtı. Trump, TikTok’a sahip olmak isterken gelen bu hamle de aslında sosyal medyada içerik tüketiminin geleceğiyle alakalı bariz bir öngörü sunuyor bize. Zuckerberg boş yere yatırım yapmaz.

@izmirvibes

İzmir’de bisikletliye deniz ulaşımının 5 kuruş olduğunu biliyor muydunuz? #İzmirvibes #hareketlilikhaftasıizmir #herşeydoğaiçin

♬ Ride – twenty one pilots

KISA VE MÜZİKLİ VİDEOLAR = KARŞI KONULAMAZ ETKİLEŞİM

Sözün özüne dönecek olursak… Bu uygulamaya bakmaya bir başlayınca dakikalarca bırakamıyorsunuz, çünkü tam günümüz yaşam tarzına hitap ediyor bu sistem. Zaman ayırmanız gerekmiyor, hem görsel hem işitsel zevkinize hitap ediyor. Kolayca tüketebiliyorsunuz. Yaratıcılığa açık bir yapısı var. Bunların hepsini birleştirince zaten milyonlarca insanın aktif olduğu bir platform yaratmış oluyorsunuz.

Hayır, TikTok PR’ı yapmıyorum burada, sadece iletişim ve etkileşim anlamında sunabileceği fırsatlar ilgimi çekiyor. Aşağıda da bahsedeceğim üzere çok kısa sürede çok fazla insana erişebiliyorsunuz. Algoritmaya beğendireceğiniz bir video sizi insanların “Keşfet” sayfasına yolluyor ve bir anda binlerce etkileşimin kapısını aralıyor.

Elbette eleştirilen bazı noktaları var TikTok’un. Veri saklama yöntemleri, sosyal hareketlere yönelik tutumuyla ilgili iddialar, ABD Başkanı Trump’ın malum yaklaşımı gibi çeşitli konularda düzenli olarak gündem oluyor. Ben sadece iletişim açısından bakıyorum, tarihçesini BBC kapsamlıca yazmış, baştan anlatmaya gerek yok: https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-53661782

ACILARA YÜRÜYOR KORKMUYORUM

TikTok’u kullanmaya başladıktan sonra, aşırı “saçma” videoların aldığı etkileşim karşısında şoke oldum. Bayır aşağı tekerlek yuvarlayan bir amca 200 bin beğeni almıştı, video gösterimi tahminen 1 milyon vardır. Böyle bir gösterim ve kullanıcı etkileşimini – istisnalar dışında – başka hiçbir platformda görmedim. Bunun gibi birçok örnekle denk gelince bu işe girmeliyiz diye düşünüp “İzmirVibes” adında bir marka oluşturduk. İzmir’i tanıtan, gençleri paylaşıma teşvik edecek bu hesapta, güzel İzmir’e dijital alanda bir dinamizm kazandırmayı hedefliyoruz. Güzel bir başlangıç da yaptık, TikTok ile yürüttüğümüz “Car Free Day” kampanyasıyla 5 bini aşkın takipçi, 75 binden çok beğeni ve 2 milyondan fazla görüntülenme elde ettik.

Genellikle “Z kuşağı” denilen 23-24 yaş altı gençlerin kullandığı bu platformun iletişim yönetimi anlamında bana çok şey katacağını düşünüyorum. TikTok ve Reels’ın başı çektiği bu kısa video akımı, yakın gelecekte her sektör için önemini artıracak gibi görünüyor. Özellikle gazetelerin bir an önce girişmesi ve aktif olarak üretim yapması gereken bir mecra bence. Ne işi yapıyorsanız yapın, bir hesap açıp akımları takip etmekte fayda var. Öncü olmak her zaman iyidir.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here