Açık veri nedir, neden önemlidir?

Çok okunanlar

Anıl Karaca
Anıl Karacahttps://anilkaraca.com
Çanakkale'de doğdu, İzmir'de yaşıyor. Ege Üniversitesi Gazetecilik bölümü mezunu. Kadir Has Üniversitesi Yeni Medya bölümünde yüksek lisansını tamamladı. Yeni medya, veri gazeteciliği ve video muhabirliği ile ilgileniyor.

İnternete girdik, seyahatimiz için bir uçak bileti aldık. Havayolu şirketinin sitesine girdiğimiz andan itibaren bir süre boyunca hangi siteye girersek girelim, her yerde havayolu şirketinin reklamları yanıp söner. Online alışveriş sitesine girdik diyelim, uzun süre o sitenin sattığı ürünlerin reklamlarını görürüz internetin her bir köşesinde. Kullandığımız parfüm, aracımızın yaktığı benzin gibi kullanımlarımızın dünyada bıraktığı karbon ayakizi gibi internette yaptığımız her hareket, bir dijital ayakizi bırakıyor. Bu izler, “ücretsiz” olarak kullandığımız her dijital hizmetin aslında bizden elde ettiği ücret olarak saklanıyor. “Cookies”, yani çerezler sayesinde internet devleri bizleri hissiyatlarımıza ve cinsel tercihlerimize kadar her yönüyle belki de bizden iyi tanıyor. Örneğin Facebook, siteye üye olmasak dahi verilerimizi toplayabiliyor! Siteyi fare tekerleği ile ne kadar aşağıya kaydırdığımızdan, bilgisayarda kullandığımız ekran çözünürlüğüne kadar hamlemizin ekonomik bir değeri var dijital dünyada.

Bu kaotik atmosferde yapabileceklerimiz sınırlı, “ücretsiz” siteleri kullanmaya devam ettikçe verilerimiz büyük veri havuzlarında işlenmek üzere depolanacak. Fakat veri her zaman kötü bir şey olmak zorunda değil.

Veri yeni bir şey değil, yüzyıllardır hayatlarımız ve medeniyetler veriler üzerinden şekilleniyor. Fakat internetin bu kadar yaygınlaşması sayesinde dünyada artık hiç olmadığı kadar çok ve hızlı veri üretimi ve tüketimi gerçekleşiyor. Dijitalleşmenin getirisi olan bu süreç sayesinde günümüzde ekonomi, tarım, ticaret ve hatta politika verilerle yönetilir hale geldi.

Bu bağlamda; kamu veya özel her sektör veri analizine muhtaç hale gelmişken, kamu yararı taşıyan ve yurttaşların hayatını kolaylaştıracak verilerin şeffaf bir şekilde kamuya açılmasını hedefleyen bir hareketten bahsetmek istiyorum: Açık veri.

Neden açık veri?

Açık veri, herhangi bir ticari değer beklentisi olmadan, açık bir şekilde lisanslanmış verilerin kamuoyu ile paylaşılması anlamına gelir. Bu veriler herkes tarafından kullanılabilir, düzenlenebilir ve dağıtılabilir. Bu verilerin, .xml, .csv, .geojson vb. formatlarda sunularak makineler tarafından okunabilecek şekilde paylaşılması makbuldür.

Çeşitli kurumlar tarafından edinilen ve işlenen verilerin halka açık bir şekilde paylaşılması ile şeffaflık ve hesap verebilirlik sağlanmış olur. Bu tabii sadece meselenin bir boyutu. Bilgi, paylaşıldıkça büyür ve bilgi sahibi toplumlar geleceğe emin adımlarla ilerler. Açık veri ihtiyacı da bu anlayışla yola çıkmış bir gerçeklik aslında. Bu konuda temel sorumluluk sahibi, başta devlet kurumları olmak üzere yerel yönetimler olarak görülür. Sahip olduğumuz mülkler, bisikletle geçtiğimiz yollar, tükettiğimiz su ve doğalgaz miktarı, soluduğumuz havanın kalitesi… Kısacası hayatımızın her alanında veri var ve bu veriler ilçe belediyeleri, büyükşehir belediyeleri ve devlet kurumları tarafından saklanıyor ve işleniyor.

Açık veri kampanyaları da bu noktada devreye giriyor aslında.

Bir es vererek, yazının bu kısmında, daha açık bir internet için uğraşları yüzünden baskıyla karşılaşan ve hapsi istenen Aaron Swartz’a bir selam göndermek istiyorum. Onun girişimleriyle Creative Commons’a (Açık lisans) sahibiz. Aynı zamanda Reddit’in kurucularından olan Aaron’un hikâyesini duymadıysanız, araştırmanızı öneririm. Işıklar içinde uyu, özgür internetin çocuğu.

Kurumların topladığı veriler, toplumun farklı kesimlerinin ihtiyaçlarına disiplinlerarası çözümler ve faydalar sağlıyor. Bilgi ve haber açısından irdelersek; yazının girişinde değindiğim devasa veri üretimi ve dolaşımı, günümüzün en büyük dertlerinden olan “sahte içerik” sıkıntısına yol açıyor. Herkesin bir şeyler yazıp paylaşabildiği ve büyük kitlelere ulaşabildiği sosyal platformlar dolayısıyla artık her gördüğümüze şüpheci yaklaşmak zorundayız. Açık veri ve gazetecilik bu konuda gazetecilerin en büyük kozlarından. Kurumlar tarafından teyit edilmiş ve lisanslanmış veriler, habercilerin hikâyelerini güçlendirmede çok büyük rol oynuyor. Hem doğruluk hem de interaktif hikâye anlatımı imkânı doğuran bu faktör, veri gazeteciliğini gazeteciler açısından oldukça popüler hâle getirdi.

Elbette faydası sadece gazeteciliğe değil açık verinin. Girişimcilerden sivil toplum kuruluşlarına, öğrencilerden akademisyen ve araştırmacılara birçok disiplin açık veriye muhtaç.

Bir girişimci düşünelim İzmir özelinde. Yurtdışında gastronomi eğitimi almış, yıllarını mutfak sanatlarına ayırmış bir şef. İzmir’de butik bir restoran açmak istiyor. Peki nereye açacak? Hangi semtte, ne büyüklükte bir dükkân kiralamalı? Bölgenin müşteri potansiyeli nasıl? İş yapacak mı yoksa batacak mı? Aklında bu sorular var elbette. Peki bunun açık veriyle alakası ne? Şahsi görüşlerimle şöyle anlatmaya çalışayım:

Diyelim ki belediyenin açık veri portalı var ve sık bir şekilde güncelleniyor. Bu girişimci bu portala girerek dükkan açmak istediği yerdeki bina bilgilerini, toplu taşıma imkanlarını, otopark hizmetlerini, trafik yoğunluğunu, kültürel etkinlikleri tek çatı altında görebiliyor. Hatta bu verileri yıllara göre kıyaslayabiliyor. Buradan çıkarım yaparak bölge hakkında fikir sahibi oluyor ve kararını ona göre veriyor.

Bir öğrenciyi ele alalım, yüksek lisans yapıyor ve tezini güçlendirmek için kaynak arayışında. Ege Bölgesi’nde yaşanan iklim değişikliğini inceliyor ve İzmir’in ilçeler bazında hava kalitesini öğrenmeli. Bunun için açık veri portalına giriyor ve belediyenin ölçüm yaptığı noktalardan istediği verileri alıyor, görselleştiriyor ve tezine ekliyor. Kaynak: İzmir Büyükşehir Belediyesi.

Şeffaflık ve kamuya açık yönetim

Bunlar, kamuoyunu etkileyen faydalardan ilk aklıma gelen ve örnek olabilecek durumlar. Açık veri sadece yurttaşlar için değil, aynı zamanda kurumlar için de elzem.

Büyükşehir’den devam edersek, elbette bağlı iştirakleri ve Büyükşehir birimleri faaliyetler hakkında rapor hazırlıyor ve bunlar yöneticilere sunuluyor. Siyaset ve yönetimde şeffaflık günümüzde oldukça popülerken ve kamuoyunun kanunla sabit bilgi edinme hakkı siyasetçilerle ön plana çıkarılırken, açık veri tam da bu konuda bir güç aslında. Şeffaflık hedefleyen bir yönetimin yurttaşa dokunması için kritik bir hamle olacak açık veri platformları, aynı zamanda kurumların kendisine bakabileceği bir ayna görevi de görebilir. Derlenmiş, temizlenmiş ve bir platformda toplanmış veriler, faaliyet analizi ve yurttaş geribildirimi konularında yönetimlere güç katacaktır.

Platformda toplanan veriler kamu yararı taşımakla birlikte, çeşitli analizler ve incelemeler yapılarak belediyenin faaliyetlerinde verimliliği artırmak için de kullanılabilir.

Belediye organlarından alınan verilerin analizi; işgücü, kaynak ve maliyet ekseninde incelenerek tasarruf önlemleri alınabilir.

Elbette öncelik açık devlet olmalı. Genelden özele bir perspektifte ilerlemesi gereken bu strateji, günümüz şartlarında ülkemiz dahil olmak üzere birçok ülkede aktif bir şekilde hayata geçiril(e)miyor. Fakat bu hiyerarşiyi tersine çevirmek bence mümkün. Yerel yönetimlerden başlayacak bir akım, yağmur damlaları misali bir akım başlatabilir.

2020’ye güzel bir başlangıç

Biraz araştırınca Türkiye’de ilk açık veri platformunun 2015’te Antep’in Şahinbey Belediyesi tarafından hayata geçirildiğini gördüm ancak devam ettirilememiş gibi. Fakat konuya dair çok güzel haberler var. Geçtiğimiz hafta İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), https://data.ibb.gov.tr adresiyle açık veri portalını hayata geçirdiğini duyurdu.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Açık Veri Portalı sitesinde halihazırda yaklaşık 100 veriseti bulunuyor. Belediyenin çeşitli birimlerinin oluşturduğu veriler, yurttaşlara çeşitli formatlar altında açık olarak sunuluyor. Veri İsteği bölümünde ayrıca herkes belediyeden veriseti talep edebiliyor.

Birçok kesim tarafından sevinçle karşılanan gelişmeyi, Türkiye’deki açık veri hareketinin en büyük kazanımlarından biri olarak görüyorum.

Özetlemek gerekirse, açık veri platformları, toplumun her kesimine dokunabilecek fırsatlar barındıran bir girişim. Açık devlet yolunda ilk adım yerelde boy göstermeye başladı. Umarım İBB’nin başlattığı bu girişime diğer belediyelerimizde de kaynak ve zaman ayırılır ve ülkemizin gelişmesinde parlak zihinlerimize daha çok fırsat sunulur.

***

Konuyla ilgili önermek istediğim siteler var:

  • Öncelikle Veri Okuryazarlığı Derneği (VOYD). Açık ve veriyle ilgili çalışmaların başında Pınar Dağ’ı saymak gerekir. Pınar hocanın yöneticiliğini yaptığı VOYD’daki makaleleleri okuyarak konuyla ilgili daha kapsamlı bilgiye sahip olabilirsiniz. Kadir Has’ta öğrencisi olduğum için çok şanslıyım: https://www.voyd.org.tr/tr
  • İzlemedeyiz Derneği – “Türkiye’nin yönetişim kapasitesinin gelişmesi için veri temelli sosyal yayıncılık ve eğitim faaliyetleri gerçekleştirir.” Takip etmeniz dileğiyle: https://izlemedeyiz.org/
  • NewsLabTurkey – Gazeteciler kesinlikle takip etmeli. Dijital gazetecilikle ilgili eğitimler, iş modelleri gibi alanlarda derinlemesine yazılar okuyabileceğiniz bir platform: https://www.newslabturkey.org/

Son içerikler

İnteraktif | İzmir’in trafik kazası raporu

İzmir, artan trafik yoğunluğuyla günden güne yaşanması zor bir metropol haline geliyor. Ana arterler artık trafik yükünü taşımada yetersiz...